Bitkilerde Besin Noksanlığı ve Çözümleri
Bitkiler toprağa bağlı canlılardır. Hayatlarını sürdürmeleri bulundukları ortamda yeteri kadar su ve besin elementi olmasına bağlıdır. Toprak çok sayıda mineral maddeyi yapısında bulundurur, ancak bunların miktarları her zaman yeterli seviyede değildir.
Özellikle üzerinde bitki yetiştirilen topraklar zamanla besin elementleri
yönünden fakirleşir. Kültür bitkilerinden yeterli miktar ve kalitede
ürün alınabilmesi için toprakta eksilen mineral besin elementlerinin takviye
edilmesi gerekir. Bitki beslemenin önemi burada başlar.Bitkilerin köklerinden
besin elementi alabilmeleri için öncelikle iyi bir kök sistemine sahip olmaları
gerekir. Bitkiler su ve besin elementlerini kılcal kökleri vasıtasıyla alırlar.
Bu yüzden iyi saçak kök oluşturmuş bir bitkinin besin alımı daha kolay olur.
Besin elementlerinin kökler aracılığı ile alınabilmesi elementlerin
elverişli formda olmasına bağlıdır. Çizelgelerde gösterilmiş olan elementler
bitki gelişimi için mutlaka gerekli olan elementlerdir
İsimlerinin makro ve mikro olması birisinin daha az veya daha çok gerekli
olduğu şeklinde yorumlanmamalıdır.
Makro besin elementleri bitki tarafından daha çok alınırken mikro besin
elementleri daha az alınmaktadır.
Hangisi olursa olsun bitki tarafından yeterince alınmadığı taktirde ürünün
miktar ve kalitesi olumsuz yönde etkilenir.
AZOT
- Tabiatta azotun kaynağı organik maddeler ve havanın serbest azotudur, azot bazı kimyasal olaylar sonucu bitkilerin faydalanabileceği amonyum ve nitrat formuna dönüşür.
- Bitkilerin temel yapı taşlarındandır, vegetatif aksamın gelişmesini sağlar.
- Eksikliğinde ve fazlalığında bitkilerde bazı gelişim bozuklukları ve sorunlar meydana gelir.
- Fazla azot bitkilerde vegetatif gelişim periyodunu uzatır.
- Yeşil aksam, dal ve sürgünler daha iri ve uzunolur. Böcek zararına,mantari hastalıklara daha dayanıksız hale gelir.
- Çiçeklenmeyi geciktirir, generatif gelişim zayıf kalır. Meyvelerde geç olgunlaşma meydanagelir.
- Depolanma kabiliyetleri düşer ve depo hastalıklarına daha hassas olurlar.
- Azot eksikliğinde soluk açık yeşil bir görünüm oluşur. Ciddi noksanlık durumunda yapraklarda kloroz oluşur, bu durum yaşlı yapraklardadır.
- Vegetatif gelişme periyodu kısalır.
- Bitkiler erken olgunlaşır.
- Erken çiçek açar ve erken yaşlanır.
- Azotun kolay yıkanan bir gübre olması nedeni ile toprakta ki mevcut azot pek dikkate alınmaz.
- Verilecek gübre miktarını belirlemede farklı yöntemler kullanılabilir.
Ağacın yaşı x 2,27
----------------------- = kg gübre / ağaç
Gübrenin azot içeriği
Eğer ağaç 15 yaşındaysa ve gübre olarak ta amonyum nitrat (%26) kullanıyorsak(15x2,27) / 26 = 1,3 kg/ağaç
FOSFOR
Fosfor toprakta neredeyse hareketsizdir, bitkiler tarafından çok az bir bölümü alınabilir.
Topraktaki kil tipi ve miktarına bağlı olarak ta önemli bir kısmı toprak tarafından tutulur.
Topraktaki hareketsizliğine karşın bitki içerisinde oldukça hareketlidir. Köklerden yapraklara ve yapraklardan köklere taşınabilir.
Fosfor bitkide; enerji depolanması, taşınması ve besinlerin taşınması gibi fizyolojik işlevlere
sahiptir.
Çiçeklenmeyi ve meyve tutumunu artırır.
Saçak kök oluşumunu sağlar, tohumların çimlenmesinde
etkilidir.
Genlerin ve kromozomların yapı taşlarıdır.
Özellikle yaşlı yapraklarda sararma meydana gelir.
Kalın ve dik yaprak görünümü sağlar.
Bodur büyüme meydana gelir.
Mavimsi yeşil veya mor renk oluşumları,tipiktir.
Fosfor fazlalığı durumlarında Fe, Zn ve Cu gibi önemli elementlerin alınması engellendiğinden dolaylı olarak bitkiye zarar verir.
Fosfor gübrelemesinde dikkat edilmesi gereken toprak çözeltisindeki elverişli fosfor konsantrasyonunun artırılmasıdır.
Fosforlu gübrelerin mümkün olduğu kadar bitkinin alabileceği dönemde verilmesi uygun olacaktır.
Ayrıca fosfor toprakta hareketsiz olduğundan gübrenin bitki kök bölgesine yakın verilmesi ve yaprak gübrelemesi etkinliği artıracak yöntemlerdendir.
Fosfor gübrelemesi kış sonu erken ilkbahar dönemlerinde yapılmalıdır.
POTASYUM
Toprakta potasyum azot ve fosfora göre daha fazla bulunur.
Potasyum bitkiler tarafından son derece hızlı ve etkin alınırlar, çift yönlü taşınabilirler temel taşınma genç dokulara doğrudur.
Bitki floem öz suyunun yaklaşık %80 i potasyumdan oluşur.
Potasyum bitkilerde su dengesini sağlar ,fotosentez ürünlerinin üretimini ve taşınmasını sağlar
Özellikle meyveler açısından potasyum çok önemlidir. Şeker oranı yüksek, tam renklenmiş, kaliteli meyve oluşumu sağlar.
Potasyum noksanlığı belirtileri hemen görülmez.
Önce önemli oranda gelişme geriliği, daha sonra kloroz ve nekrozlar gözlemlenir.
Belirtilere öncelikle yaşlı yapraklarda rastlanır çünkü eksiklik durumunda yaşlı yapraklardaki potasyum genç yapraklara taşınır.
Şiddetli noksanlık durumunda yapraklar siyahlaşabilir.
Potasyum fazlalığında Mg ve Ca noksanlığının yüksek ihtimalle ortaya çıkması beklenir.
Potasyum gübrelemesinin gerekliliğine toprak tahlilleri sonucunda karar vermek gerekir.
Uygulama kök bölgesine yakın yerlere yapılmalıdır.Uygulama zamanı olarak kış sonu ve erken ilkbahar tercih edilmelidir.
KALSİYUM
Topraklarda genelde ihtiyacı karşılayacak miktarlarda kalsiyum mevcuttur.
Özellikle kurak ve yarı kurak bölgelerde yıkanma olmadığından Ca oranı oldukça fazladır. Yağışlı bölgelerde bu durum tersine döner.
Kalsiyumun alım hızı çok düşüktür taşınması ise transprasyona bağlıdır.
Bitkilerde Ca hareketi oldukça yavaş seyreder.Kalsiyum eksikliği meyvelerde özellikle elmalarda çok önemlidir
Elmalarda görülen acı benek hastalığı Ca noksanlığındandır.
Domateslerde görülen dip çürüklüğü yine Ca noksanlığından meydana gelir.
Ca floem dokusunda hareketsizdir ancak xylem dokusundan transprasyon ile taşınabilir ayrıca yapraklarda bulunan Ca meyvelere taşınamaz.
Ca eksikliğini gidermenin en iyi yolu doğrudan meyvelerin üzerine Ca içeren ürünlerin püskürtülmesidir.
Kullanılabilecek ürünler: Camin Plus, Carbamid-B, Destroyer, Asilex Cabor, Asilex Calcium, Calibor ve Calnextir.
MAGNEZYUM
Bitkilerde magnezyum, klorofil sentezinde yapı elementidir.
Çeşitli enzim sistemlerinde aktivatör görevi görür , karbon ve protein metabolizmasında görevlidir.
Magnezyumun topraktan alımında rekabet koşulları etkilidir.
Azot, potasyum ve magnezyumun bitki tarafından alınması sırasında rekabet vardır. Mg transprasyon akımı ile yukarı taşınır ve floem dokusunda hareketli bir elementtir.
Magnezyum noksanlığı protein sentezini engellemektedir.
Eksiklik daha çok yıkanma tehlikesinin olduğu topraklarda görülür.
Ayrıca fazla miktarda potasyumlu gübre verilmesi de Mg noksanlığına yol açar.
Magnezyum fazlalığı nadiren görülür ve potasyum alımını engeller. Ayrıca ağaçların kök gelişmesini olumsuz etkiler .
Bitkiler normal şartlarda nadiren Mg gübrelemesine ihtiyaç duyarlar ancak günümüzde azotlu ve potasyumlu gübrelerin fazla kullanılması sebebiyle magnezyum gübrelemesi bir ihtiyaç halini almıştır. Özellikle yıkanmanın fazla olduğu topraklarda Mg gübrelemesi önemlidir.
Magnezyuma ihtiyaç duyulduğunda Everlast16 ve Boromix kullanılabilir.
KÜKÜRT
Kükürt organik maddelerin yapısında bulunan bir elementtir. Bitkide protein bileşiminde bulunur.
Klorofil oluşumu için gereklidir.
Bitkilerde soğuğa dayanımı artırır.
Bitkiler kükürdü kökleri vasıtası ile sülfat iyonu şeklinde alırlar stomaları ile kükürt di
oksit olarak alabilirler.Kükürt bitkilerde daha çok yukarı doğru taşınır aşağı taşınma çok sınırlıdır.
Kükürt eksikliğinde bitkide azot eksikliğine benzer sararmalar gözlenir ancak sararma kükürt eksikliğinde önce genç yapraklarda görülür azotta ise sararma yaşlı yapraklarda görülür bunun sebebi kükürtün yaşlı yapraklardan genç yapraklara taşınamamasıdır.
Kükürt gübrelemesinde amonyum sülfat potasyum sülfat gibi gübreler kullanılabilir.
DEMİR
Yer kabuğunun %5 ini demir oluşturur.
Topraklar demir açısından zengin olmakla beraber ortamda Kalsiyum ve Manganınfazla miktarda olması demir eksikliğine neden olmaktadır.
Demir eksikliğini gidermek için yaprak gübrelemesi etkili olabilir demir sülfat en fazla%1 konsantrasyonda püskürtülebilir. Uygulama zamanı ve dozu iyi ayarlanmazsa yanmalara sebep olabilir.
Demir şelatları genelde EDDHA ve EDTA'dır. Yapraktan ve topraktan uygulanabilir.
Yüksek Phlı topraklarda Fe-EDDHA daha iyi sonuç vermektedir.
Demir şelatlarının toprağa uygulanması yaprağa uygulanmasından daha iyi sonuçlar verir.
Demir eksikliği belirtileri oldukça tipiktir öncelikle genç yapraklarda başlar bütün damarlar yeşil kalır ve damarlar arasındaki renk tamamen sarıdır.
Demir eksikliği bazı dallarda ve yapraklarda görülürken bazılarında görülmeyebilir, yaprak analizleri de tanı için yeterli değildir.
Bazen klorozlu yaprağın Fe değeri klorozsuz yapraktan daha yüksek çıkabilir.
Bunun nedeni Fe in bütün formlarının bitkide yarayışlı olmamasıdır.
Demir içeren ürünlere ihtiyaç duyulduğunda Cito-fer, Everlast16 ve Gold-Mix gibi ürünler kullanılabilir.
ÇİNKO
Çinko bitki fizyolojisi açısından son derece önemli bir elementtir.
Bitkilerde enzimlerin yapı elementi olarak , protein sentezinde, karbonhidrat metabolizmasında ve IAA sentezinde görevlidir.
Çinko alımı ile bakır ,demir, mangan ve kalsiyum alımı arasında rekabet vardır
Çinko bitki bünyesinde organik asitlere bağlı olarak taşınabilir.
Bitkilerde fosfor ile çinko arasında antagonistik bir etki vardır.
Çinko eksikliği genellikle fosfor yönünden zengin, nötr ve bazik topraklarda gözlemlenir.
Çinko eksikliği kendini genellikle kök bölgesinde gösterir yaşlı kök dokularının ölümüne sebep olur.
Yapraklarda kloroz meydana gelebilir, damarlar arası sararan yapraklar beyaz renge dönebilir.
Sürgünlerde meyve tomurcuğu sayısı azalır, hatta tamamen yok olur.
Çinko gübrelemesinde Zinex, Asilex Zinc ve Cito-zin tavsiye edilen uygun dozlarda topraktan ve yapraktan kullanılabilir.
MANGAN
Mangan noksanlığı genellikle yüksek pH'a sahip topraklarda yetiştirilen bitkilerde gözlenir.
Böyle topraklara mangan sülfat gibi tuzlar vermek genelde fayda sağlamaz çünkü mangan kısa sürede yükseltgenerek alınamaz hale gelir.
Ayrıca mangan demir bakır ve çinko arasında rekabet vardır.
Bu durumda yaprak gübrelemesi en mantıklısıdır.
Gübrelemede Cito-man veya Gold-mix kullanılabilir.
BAKIR
Bakır bitkiler tarafından çok küçük miktarlarda alınır.
Taşıma %99 xylemde gerçekleşmekte floemde taşınma gerçekleşmemektedir.
Bu taşınma transprasyon akımına bağlıdır.
Grimsi yeşil renk, beyazlaşma gibi renk değişimleri ve solma görülür.
Gelişme zayıflar.Bakır eksikliğine genelde rastlanmaz çünkü bitkiyi bakteriyel ve mantari hastalıklardan korumak için bakırlı ilaçların kullanılması yaygın olduğundan eksiklik yerine bakır
fazlalığına bağlı fitotoksite görülür.
Genelde bakır gübrelemesi yapılmaz.
Mikroelement içeren gübreler de muhtemelen bir miktar bakır bulunur.
Bakırlı bir ürüne ihtiyaç duyulduğunda Amino asitlerle kompleks edilmiş %7 sistemik bakır içeren Cito-cop kullanılabilir.
BOR
Bitkilerde tepe tomurcuklarının uzaması için gereklidir.
Toprakta borik asit yada borat anyonu şeklinde bulunur.
Bitkiler tarafından borik asit formunda alınır.
Bitki içinde hareketi oldukça sınırlıdır xylemde transprasyon etkisi ile taşınır.
Bitkilerde bir çok hastalık bor eksikliğinden meydana gelir.
Bitkilerin çiçeklenme döneminde bor eksikliği varsa çiçekler don zararı görmüş gibi solar ancak don zararının aksine çiçekler dökülmez.
Özellikle elma,armut,şeftali,kayısı ve bağ da bor eksikliği önemli zararlar meydana getirir.
Sebze ve meyvelerde vegetatif organların düzgün gelişimi, çiçek ve polen gibi generatif organların sağlıklı oluşabilmesi için bitkiler bora ihtiyaç duyarlar.
Eksikliği gibi fazlalığı da önemli sorunlar ortaya çıkartabilir
Bor sadece gübre olarak değil aynı zamanda aşırı azot ile gübrelenmiş bitkilerde azotstabilizatörü olarak ta kullanılabilir.
Gübreleme ihtiyacında Stabil-N veBoromix isimli ürünler tercih edilmelidir.
MOLİBDEN
Bitkinin azot metabolizmasında rol oynar ve özellikle bu metabolizmayı yürüten
enzimlerin yapısında yer alır.Genelde topraklarda ihtiyacı karşılayacak düzeyde molibden bulunur .
pH değerinin 5,5 ve daha düşük olduğu yerlerde kireçleme yapılarak molibdenin elverişliliği artırılabilir.